Yeni medya sanatçısı Refik Anadol, ‘Renk Üzerine Konuşmalar’a konuk oldu

Sanatatak Genel Yayın Direktörü Ayşegül Sönmez’in moderatörlüğünü üstlendiği aktiflik, Sanatatak’ın Instagram hesabı üzerinden canlı olarak yayımlandı.

Aktiflik serisinin dördüncü ve son programında konuşan Anadol, alternatif gerçekliği görselleştirdiği dijital işlerinden bahsetti.

Anadol, bilhassa son beş yılda yapay zekayla düşünmeye başladığına işaret ederek, “Bizi unutmayan makinaların etrafında yaşadığımızı, bizi unutmayan sistemlerle donandığımızı, bize ne yiyeceğimizi, nereye gitmemiz gerektiğini, ne okumamız, ne izlememiz gerektiğini söyleyen sistemlerle çevrili olduğumuz bir dünyada natürel ki yavaş yavaş ‘gerçekten de özgür irademiz var mı?’ hissiyatı geldi” diye konuştu.

‘HAYAL GÜCÜNÜ KULLANABİLME KAPASİTESİ’

Datanın nereden geldiğinin bir sorun olabileceğini söyleyen Anadol, şöyle devam etti:

“Benim için büyük soru şu, ‘nasıl egoyu datadan ayırabiliriz?’ Egodan kastım bir bireye ilişkin ferdî bir bilginin dışında tekrar bilgiyle diğer nasıl öyküler yaratabiliriz. Birçok data var ortada. Lakin dediğim üzere insanı, yani şahsî veriyi ortaya çıkardığımız vakit bence çok da fazla sorun kalmıyor. Bu sorunu daha çok potansiyel bir dönüşüme, daha derin ve iyi sorulara, daha manalı bir ilham yaratma değişim dönüşümüne sebep olabileceğini düşünüyorum. Bu yüzden kamu alanında öteki datalarla, rüzgarla, tabiata ilişkin bilgilerle çalışıyorum”

Anadol, sanatın herkes tarafından ulaşılabilir olması gerektiğini savunarak, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Temel manada benim için sanat, insanoğlunun hayal gücünü kullanabilme kapasitesidir. Ben bir sanatçı olarak bu kapasiteyi sonuna kadar kullanmakla mükellef olduğumu düşünüyorum. İkincisi benim için sanat herkes için, her iş için, her kültür için olmalı. Benmerkezci, düşük beklentili ya da yalnızca şahsî sebeplerle yapılan sanat yapıtlarının, 21. yüzyılda herkes için bir şey söyleme talihi az olduğu için ben sıkıntı olanı seçtim. Tahminen de matematik üzere bir lisanın ortaya çıkmasıyla bir derdim var. Sanatta yalnızca bana ilişkin bir datanın, bana ilişkin bir fikrin ortaya çıkmasından keyifli olmuyorum. Bunun insanlık için bir şey söyleme ihtimalinin az olduğunu düşünüyorum. Başka türlüsünde ise insanlara dair sorular sorabilen, hatıra, bilgi üzere, bizi biz yapan, tahminen gerçekliğimizin temelini oluşturan gerçeklikle yapılan bir işin daha manalı olduğunu hayal ettim.”

Stantlarının birçok ülkede gerçekleştiğini ve karşılık bulduğunu söyleyen Anadol, “Demek ki kültürel olarak bağımsız kimi işler, kimi insanların kültürlerinde farklı etkileşimler yapabiliyor. Benim hissettiğim, benim anladığım bu. Natürel görülen şey bir soyutlama. En nihayetinde bir insanın, bir anıyı hatırlama sırasındaki 4 milisaniyelik bir datadan 4 dakikalık bir tecrübeye çıkması. Elbette gördüğümüz şey bir yansıma, bir soyutlama. Ancak fikren bir yapay zekanın bir insanın anısını alabilip bir biçimde 3 boyutlu da olsa gösterebiliyor olma ihtimalinin bizde yarattığı izdüşümü heyecan, ilham, yeni sorular ve duygusal etkileşimler. Bunu natürel ki şuurlu yapıyorum. Bir ressam, bir heykeltıraş üzere yaptığım işlerim de var. Şayet işin içerisinde matematik, sinirbilim, yapay zeka, data kullanıyorsam bunu ben 21. yüzyıldaki tecrübelere dönüştüremem. Bu standa giden beşerler girişte hangi algoritmayı kullandığımızı, hangi veriyi kullandığımızı, niçin kullandığımızı, ne kadar mühlet sürdüğünü görebiliyor. Lakin konvansiyonel mecrada bir işin ne kadar sürdüğünü, nasıl yapıldığını bilmek çok etkileyici mi bilmiyorum” sözlerini kullandı.

STANT HAKKINDA

Sıhhat şartları nedeniyle ziyarete kapalı olan Borusan Contemporary’nin internet sayfasından canlı izlenebilen “ACI REÇETE #02 / BITTER MEDICINE #02” standı, siyah ve gökkuşağı renkleriyle son haftasına girdi.

Standın merkezinde yer alan “Puff Out” yerleştirmesi, simlerin değişen renkleri ve robot süpürgelerin ortaya çıkardığı süreksiz desenlerle global gündem ve 21. yüzyıl teknolojisinin yarattığı belirsizliklerin altını çiziyor.

Cumhuriyet