Avrupa Birliği (AB) dışişleri bakanlarının, 10-11 Aralık’ta yapılacak tepe öncesinde yarın toplanarak Ankara ile ilgilerin son durumunu değerlendireceği belirtilirken Avrupa’dan Libya, Suriye denklemine ait çıkışlar sürüyor. Türkiye’nin bilhassa son devirde Doğu Akdeniz’deki sondaj faaliyetlerine karşı sert sözler kullanan ve ekim ayında yapacağı Türkiye ziyaretini de iptal eden AB periyot lideri Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, Der Spiegel mecmuasına verdiği demeçte, “Avrupa ve ABD’nin daha yakın çalışmaya gereksinimi var” sözünü kullandı.
‘OTOKRATİK AKTÖRLER’
Washington’ın yeni idaresinden umutlu olduğunu vurgulayan Maas, “ABD’nin milletlerarası sahneye dönüşü çok şeyi değiştirecek. Zira her iki taraf da işbirliği yaklaşımını savunuyor. Avrupa ve ABD’nin stratejik olarak tekrar daha yakın çalışmaya muhtaçlığı var” tabirini kullandı. Maas’ın bu çerçeve, Ankara ve Moskova’yı işaret eden çıkışı da dikkat çekti. “Libya ve Suriye’de, yine Türkiye ve Rusya’nın dolduracağı bir boşluğu bırakamayız. Otokratik aktörlere oyunları için yer bırakamayız. Biz Avrupalılar olarak barışın, demokrasinin ve insan haklarının garantörü olmak için üzerimize düşen hazırlığı yaptık” dedi.
Maas, “NATO kendini bir bedeller topluluğu olarak görür. Sizce üyeler ortasında Erdoğan idaresindeki Türkiye, hukukun üstünlüğüne uymayan Macaristan ve Polonya üzere ülkeler varken bunu söylemek ne kadar muteber?” sorusuna ise “Bu yüzden NATO’nun siyasi bir tertip olarak rolünü güçlendirmeliyiz. Ortak kıymetleri tartışabilecek bir alan yok. Bu alanı yaratmalıyız” cevabını verdi.
Avrupa Birliği (AB) Dış Bağlantılar ve Güvenlik Siyaseti Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ise Rusya ve Türkiye’nin Dağlık Karabağ, Suriye ve Libya ihtilaflarını “Astanalaştırdığını”, yani Suriye’deki krizi çözmek için uyguladığı Astana formatına başvurarak Avrupa’yı tahlil sürecinin dışına ittiğini savundu. Sputnik’in haberine nazaran AB’nin, çıkarlarının tehlikede olduğu yerde olması gerektiğini kaydeden Borrell, “Bu nedenle, kapasitemizdeki birçok boşluğu kapatmamız ve çıkarlarımızın kelam konusu olduğu yerlerde bulunmamız ve faal olmamız gerekiyor” diye ekledi.
Öte yandan Avrupa Komitesi Lider Yardımcısı Margaritis Schinas, AB’nin Türkiye’ye yaptırım kararı alacağını savundu. BBC’nin haberine nazaran Yunanistan merkezli Skai TV kanalına konuşan Schinas, “Türkiye her şeyi yanlış yaptı. Yalnız Avrupa’yı değil; herkesi karşısına almak için elinden geleni yaptı. Bunun da maliyeti vardır” dedi. Dorukta, “Türkiye’nin AB ve ABD bağlantıları tekrar değerlendirilecektir” yorumunu yaptı.
ORUÇ REİS İÇİN 45 BİN SAAT SEYİR
Ulusal Savunma Bakanlığı, 10 Ağustos-29 Kasım tarihleri ortasında Akdeniz’de sismik araştırmalar yapan Oruç Reis gemisine muhafaza sağlayan donanma gemileri ile denizaltıların toplam 45 bin saat seyir yaptığını, deniz karakol uçakları ve helikopterlerle bin 170 saat, insansız hava araçlarıyla (İHA) da 3 bin 600 saat uçuş gerçekleştirildiğini açıkladı. Oruç Reis gemisi, birinci olarak 10 Ağustos-12 Eylül tarihleri ortasında BM’ye bildirilen Türk kıta sahanlığının güney sonlarından başlayarak 28 sismik araştırma faaliyeti yürütmüştü. Eylül ayında AB Başkanlar Tepesi öncesi Oruç Reis gemisinin sismik araştırma faaliyetine orta verilmiş, bir aylık bekleyişin akabinde 12 Ekim’de Oruç Reis, araştırmalarına devam etmek üzere Doğu Akdeniz’e tekrar açılmış ve sismik araştırmalarını 29 Kasım’da tamamlayarak Antalya Limanı’na dönmüştü.
Atina, Oruç Reis’in araştırma yaptığı alanların kendi kıta sahanlığıyla örtüştüğünü savunarak bu faaliyete reaksiyon göstermiş, Türkiye ve Yunanistan ortasında tansiyon yaşanmış, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), Oruç Reis’e faaliyeti boyunca refakat ve müdafaa misyonu sağlamıştı. Ulusal Savunma Bakanlığı’ndan verilen bilgiye nazaran Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nca, Oruç Reis’in faaliyet gösterdiği 82 gün boyunca Doğu Akdeniz ve Ege’de savaş gemileri ve denizaltılar tarafından 45 bin saat seyir yapıldı. Refakat ve muhafaza vazifesine Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı helikopterler, Hava Kuvvetleri’ne bağlı uçaklarla Kıyı Güvenlik Komutanlığı ögeleri da takviye verdi.
Cumhuriyet
